Ali İhsan’ın Plajı (Çamlık Belediye Plajı)
Ali İhsan Tatlıcı, Çamlık’ta Belediye Plajı’nı Şehir Klübünü işlettiği dönemde çalıştırmaya başlamıştır. Belediye Plajının ilk sahibi “Şişman” lakabıyla bilinen Hüseyin Bey’dir. Ali İhsan Bey, Hüseyin Bey’den devraldığı plajı önceleri herhangi bir ticari kaygı gütmeden çalıştırmıştır. Asıl amacı yaz aylarında ailesiyle birlikte vakit geçirmektir. İlk yıllar plaja pek kimse gelmez. Plajı daha sonraları İzmir’den gelip Yanyalı Otel’de kalan Museviler keşfetmiştir. Zamanla Ayvalıklıların da gelmesiyle Belediye Plajı daha çok tanınmaya başlar.
Plajın ekonomik getirisinin artmasında musevi bir bayan olan Madam Pardo’nun önemli rolü vardır. Madam Pardo ile ahbab olan Ali İhsan Bey ve Sabahat Hanım yine onun önerisiyle plajda kuru fasulye ve pilav yapmaya başlamıştır. O yıllarda Çamlık’a gelen musevi turistler sabah plajda denize girmeye başlar öğleyin Ayvalık’a dönüp yemek yemek için Ayvalık Palas Oteli’ne gidelerdi. Öğle yemeğinin ardından denize girmek için yeniden Belediye Plajına dönülürdü. Madam Pardo’nun önerisiyle yaplmaya başlanan kuru fasülye ve pilav, plaja gelenlerin yemek yemek için Ayvalık’a gidip gelmelerine son vermiştir. Zamanla müşterilere sunulan yemeklerin çeşitleri de arttırılacaktır.
Madam Pardo bir gün Sabahat Hanım’a şu ana kadar plajda yaptıklarının güzel hizmetler olduğunu fakat markalaşabilmeleri için kendilerine has özel yemekler yapmaları gerektiğini söyler. Böylece insanlar o yemeği yemek için de plaja gelmek isteyecektir. Bu tavsiye artık “Ali İhsan’ın Plajı” olarak bilinen Belediye Plajı’nda “Ada Köftesi”nin yapımına başlanmasıyla sonuçlanacaktır. Ada köftesini çok beğenen Madam Pardo Sabahat Hanım’a kemiği ayıklanıp un ve yumurtaya bulanarak pişirilen bir balık olan “Bakalero”yu göstermiş ve Ayvalık’ta ilk kez Ali İhsan’ın Plajı’nda müşterilere sunulmaya başlanan “bakalero” ile plajın markalaşma süreci başarıya ulaşmıştır. Plaj 25 yıl boyunca Tatlıcı Ailesi tarafından işletildikten sonra 1978 yılında devredilmiştir.
ÇAMLIK PLAJI VE ALİ İHSAN EFENDİ’NİN SERVİSİ
(Ayvalık Gazetesi, 9 Temmuz 1968)
Denize dil gibi uzanmış iskelenin kameriyesi altında gurubu seyrediyoruz. Paçaları sıvalı, yüzü ciddi fakat dudaklarından tebessümü eksik olmayan Ali İhsan Efendi servis tepsisiyle masamıza geldi. Mezeleri itina ile sıralarken latife olsun diye “Kim bilir bize ne kazık atacaksın?” dedim. O ise “Hesap görüldüğünde anlarsınız” dedi ve uzaklaştı.Önümüze konan sıcak papalina ile rakımızı yudumluyor ve eşine ender tesadüf edilir güzelliği gurup vakti iyot ve çam kokusuyla sindire sindire içimize çekiyor bu mevsimde ve sıcakta şehir içi meyhanelerinde ter döken akşamcılara acıyorum.
Rakımızı içip karnımızı doyurduktan sonra Ali İhsan Efendi’den hesap istedik. Gülerek “Kazık hazır. 1 şişe 350’lik 2 porsiyon bol papalina, bir kayık tabak salata, buz, ekmek, söğüş, salatalık 14 Lira 50 Kuruş tutar” dedi. Yanımdaki İzmirli misafir hayret içinde “Yanlış olmasın?” dedi. Ali İhsan Efendi ise “Hayır beyim yanlış değil hesap doğrudur”
Misafir kendisine teşekkür ederken ben de o jest ve hareketten gurur duyarak servis için memnuniyeti kendisine tekrar tekrar arz ettim ve elini sıkarak oradan ayrıldık.
Akşamcılar kulağınız çınlasın!
Hasan AKYIL
Yorum bırakın