AYVALIK’TA RANDEVU
Mayıs ayında gül, kiraz
Sıcaklığı inmeye başlarken Ayvalık’a
Bahçelerden ve Sevi şiirlerinden,
Siz. ben, Yorulmaz
Ve Altınbaş rakıyla
Yedi yıldız Metaksa
Buluşalım şöyle bir gün beşimiz
Şeytan sofrasının bir köşesinde
Bir ışık donanmasına başlarken şerefe deniz.
Öyle bir yerde oturalım ki,
Güneşimizin önünde kimse ayağa kalkıp
Karartmasın o akşam ufkumuzu.
Öyle bir yerde duralım ki kimse kalkıp ayağa
Götüremesin masamızı
O saatlerden uzağa
Ve öylesi bir yere varalım ki
Kimse kalkıp ayağa
Gölgelemesin kadehlerde çiçeğe duran bir dostluğu.
İçelim, doldururken Cem
Dolunaydan kesme kadehin doğuda.
Ve aynı altın kupadan içerlerken şarabı
Poseidon’la Dionysos batıda döke saça
İçelim bir ütopya deseler de
Bir simge, bir mesaj gibi kaldırıp kadehleri
İnsanlık, dostluk adına.
Ve içelim yüzyıllar boyu birlikte çalıp
Birlikte söylediğimiz şarkılar anısına.
Ki ezgileri sazlarda, kulaklardadır hala.
Zeki Ömer Defne (1977)
(Gazete Papalina’nın Kasım 2023 tarihli 3. sayısında yayımlanmıştır.)
***************************************
AYVALIK AĞITI
Ayvalık Belediyesi tarafından yayınlanmakta olan “Kidonya Kültür Sanat Dergisi”nin Aralık 2013 sayısında Emre Dirim imzalı “Cennetin Bir Başka Tarafı” isimli yazıda Ayvalıklı Rumlar tarafından yazılan bir ağıta yer verilmiş:
“Ayvalık gibi yer görmedi gözlerim
Sor da anlatayım, çünkü ben oradayım.
Anlatayım gümüş kapılarını, altın anahtarlarını
Ve serin su kadar diri güzel kızlarını”
***************************************
AYVALIK
Yeşil mavi ve tüm güzellikler
Sende görünür
Seni sevene en güzel
Hissetme sevme sevilme
Hep sende
Yaşama var olma hatta yok olma
Yaşanır en güzel sende
Çam ağacın denizin var diye
Konuşur bazı diller derler
Ayvalık çok güzel
Derim ki
Onlara uzaklardan ben
Her tarafta bulunur
Çam ağacı ile deniz
Gidip görün ve geziniz
Mavi tuzlu suya deniz,
Tel yapraklı ağaca çam diyeceksiniz
Fakat Ayvalığımdaki gibi
Ağaçtaki yeşile, denizdeki maviye
Renklerin en güzeli diyemeyeceksiniz
Ahmet Tüfekçi
29 Mayıs İlk Kurşun Gazetesi Temmuz 2006 sayısında yayınlanmıştır.
****************************************
AYVALIK
Güzel Ayvalık, can Ayvalık
Her şey sende güzel Ayvalık
Seni seven sende görür
Sevilenlerin en güzelini
Sende yaşar hayatı
Sende görür dünyayı
Sen bir güneşsin
Bir su, bir topraksın
Yani hayatsın sen
Sen güzel Ayvalık
Sende başlar hayat
Seninle batar güneş
Seni seveni anlayamaz
Senden olmayan
Güzel Ayvalık can Ayvalık
Yuh olsun
Şeytan sofrasında, plajda
yalnız seni sevenlere
Selam mahallemdeki akan pis kokulu derelere
Selam pis kokulu deresiyle Ayvalığımı sevenlere
Ahmet Tüfekçi
29 Mayıs İlk Kurşun Gazetesi Temmuz 2006 sayısında yayınlanmıştır.
****************************************
AYVALIK’TAN MİDİLLİ’YE…. (BİR GARİP ŞARKI)
Ayvalık’tan, Midilli’ye
Deniz gider
Yol olur.
Ben gidemem
İlyosta’dan yukarı
Asıldın mı küreklere
Güneş’in kızılı,
Denizin yeşili aynı
Hiç anlamazsın
Bir bakarsın
Durduğun yer
Yunan karasuları.
Lodosla koşar deniz
Köpük, köpük Ayvalık sahiline
Poyrazla döner tekrar
Dalgalar Midilli’ye.
Ne pasaport, ne vize
Kimse sormaz denize
Balıklar seyr-ü seferde zaten
Sessiz ve derinden
Gidip gelir habire.Deniz gider
Ben gidemem
İlyosta’dan yukarı.
İstanbul’dan ayva gelir, nar gelir
Bir edalı vize
Görünmezse ufuktan
Ben gidemem
Anı da olsa
Dedemden,
Kalanları görmeyeAyvalık’tan Midilli’ye
Balık gider
Kuş gider
Deniz gider
Ben gidemem
Elin oğlu vize ister,
Ne çare…!
H. Hikmet Esen
(İlyosta..: Ayvalık Midilli Arasındaki Son Türk Adacığı)
*************************
AYVALIK
Girit’ten,
Midilli’den;
Biraz Rum,
Biraz Türkmen,
Ege’ydi tüten,
Bir zamanlar
Yağ kokularıyla
Sahilinden
Fethiye’den, Sakarya’dan,
O daracık sokaklardan,
Dimdik akarken sahile
Arnavut kaldırımları.
Deniz;
Okşar adım, usulca
Öperdi kıyılarını..
Eskiyen,
Sadece zaman.
Yeşile çalarken yıllar;
Çamların gövdesinde iz,
Kokusunda sevdalar.
Ve umutlar, özlemler;
Yaşanmış, yaşanacak
Binlerce ömür gibi,
Fabrika bacalarından,
Savrulur gider…
Hergün, yeni bir günle
Tutuşurken ufuklar
Sabaha boyanır deniz.
Ada kuytularında
Balıkçı teknelerinin dansı başlar
Zeybek oynarcasına
Deniz diz vurur gibi dalga dalga,
Yaşam nabız atışlarıyla
Koşar adalardan
Körfezin kucağına…
Ve zaman, kendini tüketirken
Mübadil umutlarda,
Omuzlarda yıllardır eksilmeyen
Geçim kaygısı da olsa
Yarına dair umutlar
Tane tane boy verir
Zeytin dallarında.
Bunca yıl, acılar da
Sevinçler, özlemler de karıştı taşına toprağına.
Ama hala
Yakamozlarla yansıyan
Yaşamdır Ayvalık’ta
Körfezin sularına..
Hikmet Esen
*******************************
AYVALIK HASRETİM
Mavi gözlü sevgilimi buldum
Arnavut kaldırımlarında
Sessizliğinde huzuru
hüznü Gün batımında
çocukluğumunun kokusu kaldı sokaklarında
sensiz yitip giden gençliğime mi isyan
yoksa kavuşma umudumu beni yaşatan
dalgaların sarar hüznümü, dağıtır hasretimi
Bir sevgili gibisin bana uzaklardan bakan
kavuşamasak da bitmez bendeki bu sevdan
Mehmet Lüleci
*********************************
AYVALIK’A BAKIŞ
göz akın mavi, gözbebeğin yeşil senin
çam sakızı, kır papatya kokarsın
seyretmeye doyamadım ben seni
gece ayrı gündüz ayrı bakarsın
ben kendimi elden ele aşırdım
göremedim senin gibi bir belde
adan nerede, karan nerede şaşırdım
iç içesin deniz ile her yerde
sen denizin kucağında
deniz senin koynunda
turkuaz bir kolye olmuş
sular senin boynunda
Orhan Ertosun
E.Askeri Yargıtay 5.Daire Başkanı
Not: Bu şiir 21.11.2008 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nin Ege ekinde yayınlanmıştır.
********************
AYVALIK’TA RANDEVU
Mayıs ayında gül, kiraz
Sıcaklığı inmeye başlarken Ayvalık’a
Bahçelerden ve sevi şiirlerinden,
Siz, ben, Yorulmaz
Ve Altınbaş rakıyla
Yedi yıldız Metaksa
Buluşalım şöyle bir gün beşimiz
Şeytan Sofrası’nın bir köşesinde
Bir ışık donanmasına başlarken şerefe deniz.
Öyle bir yerde oturalım ki,
Güneşimizin önünde kimse ayağa kalkıp
Karartmasın o akşam ufkumuzu.
Öyle bir yerde duralım ki kimse kalkıp ayağa
Götüremesin masamızı
O saatlerden uzağa
Ve öylesi bir yere varalım ki
Kimse kalkıp ayağa
Gölgelemesin kadehlerde çiçeğe duran bir dostluğu.
İçelim, doldururken Cem
Dolunaydan kesme kadehin doğuda.
Ve aynı altın kupadan içerlerken şarabı
Poseidon’la Dionysos batıda döke saça
İçelim bir ütopya deseler de
Bir simge, bir mesaj gibi kaldırıp kadehleri
İnsanlık, dostluk adına.
Ve içelim yüzyıllar boyu birlikte çalıp
Birlikte söylediğimiz şarkılar anısına.
Ki ezgileri sazlarda, kulaklardadır hâlâ.
Zeki Ömer Defne (1977)
********************
AYVALIK
Şeytan en güzel yerde kurmuş sofrasını,
İçmiş şarabın eskisini, yemiş meyvelerin hasını.
Kadınlar bırakın ellerinizdeki oyaları!
Doğa, maviyle, yeşille işlemiş en âlâsını.
Penelope, bir örüp bir söküyor,
Büyüyor, büyüyor beklerken kocasını.
Aphrodite burdan mı girmiş denize?
Şeytan kesinkes okşamıştır kalçasını.
Kazdağı’ndan esen yel Truva’dan ses verir
Şeytan Sofrası’nda dinler insanlığın yasını.
Muzaffer Hacıhasanoğlu
********************
ÇARESİZ
Civcivli yerine düştüğüm halde
Bir kere olsun olta atamadım
Pul pul balıklarım kaldı hayalde
Yaz geçti çipuradan tadamadım
Ne güler yüz kâr etti ne tatlı dil
Çaresiz bıraktı bu sahil
Karım, kardeşim, anam babam dahil
Hiç kimselere dert anlatamadım
Cahit Sıtkı Tarancı
Not: Ahmet Yorulmaz’ın “Ayvalık’tan Cunda’dan” isimli çalışmasında yazanlara göre Cahit Sıtkı Tarancı bu şiirini askerliğini Edremit’te yaparken, hafta sonlarında geldiği Ayvalık’ta yazmıştır.
********************
SEFA
Ayvalık’ta Sefa’da sacayağı
Üç kapı var demir kapılı
Üçünün de kilitleri paslı
Evlerden birinde Hanımefendiyle oğlu
Birinde Mahmuranım otururdu
Salkımlıda biz Tanrı’nın kulu
1938’le 39 arası
O günlerden kalan mı
Kilitleri paslı üç kapı
Ali Rıza Apak
********************
AYVALIK MARŞI
Nur saçar her zaman parlak güneşi
Denizi, toprağı, cennetin eşi
Çamlı’sı, Sefa’sı gönül kardeşi
Güzel Ayvalık’tır yeşil ülkemiz.
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Ufkunda belirir al leylakları
Zümrüdü andırır zeytin dalları
Neşeyi arttırır esen rüzgarı
Güzel Ayvalık’tır yeşil ülkemiz
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Neşenle bin yaşa güzel Ayvalık
Dileriz seninle daima sağlık
Gürbüz gençleriyle daima yaşa Ayvalık
Güzel Ayvalık’tır güzel ülkemiz
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Sayende seninle daima şeniz
Var ol, daim yaşa memleketimiz
Not: Sayın Ahmet Yorulmaz “Ayvalık’tan, Cunda’dan” isimli kitabında bu marşı yazmış olabilecek iki isim üzerinde durmaktadır: Ayvalık Halkevi Tiyatro Kolu’nun aktörü İbrahim Aybar ve Ayvalık Bandosu’nun ilk şefi Muhtar Bey. Marşı notaya alan kişi de ünlü piyanistimiz Kamuran Gündemir’dir.
AYVALIK’TA ADLİYE
Üfül üfül hizmet tüten hür kurum,
İşte budur Ayvalık’ta adliye,
Az ötede Yunanistan ve Urum,
Dupdurudur Ayvalık’ta adliye.
Milyonlar var adliyenin içinde,
Dosya dosya destelenmiş biçimde,
Sevinç hüzün poyraz eser içimde,
Hep diridir Ayvalık’ta adliye.
Recep Amca kemalatta üstedir,
Kalbi güzel gözlerinden hastadır,
Mübaşir bey delilikte ustadır,
Tam yeridir Ayvalık’ta adliye.
Esmer yağız hâkimim var dopdolu,
Kardeşçiğim bazen arar hep dolu,
Adliyedir el emeğin okulu,
Pak teridir Ayvalık’ta adliye.
Adliyedir mazlumların yoldaşı,
Ana baba yavuklusu gardaşı,
Efe, zeybek, seymen, gakkoş dadaşı,
Baş barıdır Ayvalık’ta adliye.
Ve Ömer’im adalettir adaşım
Hak dağıtmak ibadettir gardaşım
Yargı benim İrem bağım gözyaşım
Göz nurudur Ayvalık’ta adliye
Ömer Ekinci Micingirt
AYVALIK
Kırmızı kayık
Üstünde martılar
Deniz güneş
Kadın ve kum
Ve rakının yanında balık
Ayvalık
Mustafa Karademir
Yorum bırakın